Yazıyı Özge Nur Dilber’in sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…
Gerek bu yazılarda gerekse “Hey! Bizde Buradayız” isimli kitapta okurlardan ve dinleyicilerden en çok aldığım eleştirilerin başında “Onur sen bize ne yaptın, anlattıklarını okuyup dinleyince bakış açımız değişmeye başladı. Eskiden görmediğimiz, farkında bile olmadığımız şeylerin farkına varmaya ve görmeye başladık. Bunları gördükçe de açıkçası eskisi kadar rahat olamıyoruz.” diye hafifçe sitemle karışık bir eleştiri gelir. Tabii ki, ben bu eleştiriyi alınca gülümseyerek, “Ne güzel, amacıma ulaşıyorum. Engelleyen olmamak için rahat olmayın zaten.” diyorum.
Şimdi bazı arkadaşlarım, “Adam aldığı eleştiriyi bile yazıyor, insanları rahatsız etmekten mutlu oluyor.” diyecekler. Tabii ki, amacım insanları kötü anlamda rahatsız etmek değil ama insanlar bilinçlendikçe algı seviyeleri artıyor. Kendi yaptıkları yanlışları görüyorlar. Bu da ister istemez rahatsız olmalarına yol açıyor yani bu faydalı bir rahatsızlık. Onun için çevreye verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilemeyeceğim ve yaptığım her işte, her projede bu anlamda rahatsızlık vereceğimden kimsenin şüphesi olmasın.
Şimdi izninizle sizlerle iyi anlamda rahatsızlık vermekte bana katılan bir okuyucumuzun benimle paylaştığı başından geçen bir olayı paylaşmak istiyorum. Ancak olayı anlatırken isimler ve yerler bende saklı kalacak, ayrıca bıçak sırtı olarak tabir ettiğim bir konu ve olay olduğu için gayet dikkatli ve hassas bir dille anlatmaya çalışacağım.
“Okuyucumuz bir gün toplu taşıma araçlarından birinde seyahat ederken gözüne önünde oturan çift takılmış. Erkek 25–30 yaşlarında, kadın ise 55–60 yaşlarındaymış. Önce anne oğul sanmış. Ancak konuşmalarına kulak kabartınca anne oğul olmadıklarını anlamış. Daha da önemlisi, kadının hareketleri ve konuşmaları zihinsel olarak yetersiz bir birey olduğunu gösteriyormuş. Yani, anlayacağınız üzere, erkek kadını duygusal ve cinsel yönden suistimal ediyor gibi görünüyormuş. Ve toplu taşıma aracından tenha bir yerde inip gözden kaybolmuşlar ve erkeğin montunun üzerinde “güvenlik” yazıyormuş.”
Bazılarınız, müdahale eden kimse olmamış mı diyecek. Ancak böyle bir durumda tanımıyorsanız bir de güvenlikçi montu varsa müdahale etmeniz daha büyük sorunlara yol açabilir. Bir de maalesef engellenen veya zihinsel yetersizliği olan kişiler, bu tür kötü niyetli kişiler tarafından kandırılıp duygusal ve cinsel olarak suistimal edilebiliyor. En kötüsü de yaşadıklarını bana kimse inanmaz korkusundan kimseyle paylaşamayabiliyor.
Bu olayları nasıl önleriz? Bence, bu olayları önlemek için ailelerin bilinçlendirilmesi çok önemli, özellikle zihinsel yetersizliği olan kızlara. Aileler tarafından ben bunu, “Evlendireyim, başımdan gitsin.” şeklinde yaklaşılmamalı. Hiçbir zaman anlatılanları dinlememezlik yapılmamalı ve korkutulmamalı. Eğer böyle yaklaşılırsa, ailesine başına en ufak bir şey geldiğinde korkmadan, çekinmeden paylaşacaktır.
Tabii, bu kadar da yetmez. Özellikle devletin güvenlik güçleri, bu konularda eğitim almalı. Bu olaydaki gibi durumları görürlerse, nasıl müdahale edilmesi gerektiği konusunda bilgi sahibi olmalıdır. Var mı bilmiyorum, ama eğer yoksa, Emniyet bünyesinde özel birimler kurulup, bu gibi durumları fark edenlerin haber vermesi sağlanabilir. Tabii, toplum olarak da bilinçlenmeli ve bakış açımızı değiştirmeliyiz. Bu gibi olayları fark ettiğimizde, “bana ne” demeyip, yetkililere haber vermeliyiz.
Bakın arkadaşlar, gördüğünüz gibi düşünürsek, bu tür olayların ve suistimallerin önüne geçmek için yapabileceğimiz birçok şey var. Aslında biraz düşünürsek ve sorumluluk alırsak, bilinçlenirsek, bu olayların ve suistimallerin önüne geçebiliriz. Ben buradan bir kez daha bana ulaşan ve herkese örnek olsun diye yaşadığı olayı benimle paylaşan okurumuza duyarlılığı için çok teşekkür ediyorum. Unutmayın, bu tür sorunları ve engelleri ne kadar çok dile getirirsek, o kadar bilinçleniriz ve sorunları daha çabuk çözeriz…
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Özge Nur Dilber – Bolçi’nin Katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar…
Bir yanıt bırakın