YILDIZ KAYDI, DİLEK TUTULDU…

Onur Ustaoğlu Konuşan yazı
Onur Ustaoğlu Konuşan yazılar

Yazıyı Özge Nur Dilber’in sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…

Elif, o sabah içi kıpır kıpır bir heyecanla uyandı. Yatak odasını birkaç gün önceden yılbaşı süsleriyle donatmıştı. Renkli ışıklar, küçük çam ağacı ve tavandan sarkan yıldızlarla oda, sanki bir masal diyarına dönüşmüştü. Bugün, kendini biraz daha özel hissetmek istedi. Gardırobunun önüne geçti ve en sevdiği kırmızı beyaz puantiyeli elbiseyi seçti. Saçlarına küçük bir yeni yıl tokası taktı. Aynadaki yansımasına bakarken içten bir gülümseme yayıldı yüzüne.

“Kızım, maşallah! Bugün çok güzelsin,” diye kendi kendine mırıldandı.

Heyecanla saatlerin geçmesini, annesiyle babasının işten dönmesini bekliyordu. Babasının çalıştığı şirketin düzenlediği yılbaşı programına katılacaklardı ve Elif, uzun zamandır ilk kez bir kutlamada yer alacağı için sabırsızlanıyordu. Ancak aklında ufak bir endişe vardı: Mekan, tekerlekli sandalyesine uygun muydu? Bu soru zihninin bir köşesini kurcalıyordu.

Öğleye doğru kapı çaldı. Gelen, Elif’in en yakın arkadaşı Zeynep’ti. Zeynep, üzerinde yılbaşı temalı bir kazak ve yüzünde kocaman bir gülümsemeyle içeri girdi.

“Elif, bu odaya bayıldım! Çok güzel süslemişsin,” dedi, gözleri etrafı incelerken.

İkili kahkahalar içinde sohbet etmeye başladı. Bir süre sonra Zeynep, akşamki planlarından bahsetti:

“Bu akşam arkadaşlarla dışarı çıkacağım,” dedi, gözleri heyecanla parlayarak. “Bir eğlence mekanında toplanacağız; müzik, dans, her şey olacak. Peki ya sen? Nasıl kutlayacaksınız?”

Elif, gülümsemeye çalışarak, “Babamın çalıştığı şirketin bir yılbaşı organizasyonu var. Biz de oraya gideceğiz,” dedi. Ancak sözleri biraz tereddütlüydü. Mekanın tekerlekli sandalyesine uygun olup olmadığını bilmemenin verdiği endişe, sesine yansımıştı.

Zeynep, “Ne güzel! Umarım her şey harika geçer. Bu gece herkes için özel bir başlangıç olur,” dedi neşeyle.

Elif de ona katılarak, “Umarım,” diye cevap verdi.

Tam o sırada Zeynep, Elif’e bir hediye aldığını hatırladı. Ancak hediyeyi evde unutmuştu. Kapıya yönelirken, “Ben akşama tekrar uğrayacağım. Ben gelmeden bir yere gitme, tamam mı?” dedi ve hızlıca vedalaşıp çıktı.

Akşam annesi işten dönüp hazırlanırken, Elif onun heyecanına ortak oldu. Fakat babası eve geldiğinde yüzündeki mahzun ifade her şeyi değiştirdi. Babası, şirket organizasyonunun yapılacağı mekanın asansörsüz bir binanın 9. katında olduğunu söyledi ve Elif’i götüremeyeceklerini üzülerek açıkladı.

Elif, üzüntüsünü gizleyerek, “Tabii baba, siz gidin. Ben iyiyim,” dedi. Annesi gitmek istemediğini belirttiğinde babası, “Ama şirket eşlerin katılımını istiyor. Lütfen beni zor durumda bırakma,” diyerek onu ikna etmeye çalıştı.

Anne ve baba, çaresizce Elif’i evde bırakarak organizasyona gittiler. Kapı kapandığında, Elif’in gözlerinden bir damla yaş süzüldü. Tekerlekli sandalyesini camın önüne sürdü ve dışarıdaki insanları izlemeye başladı.

Tam bu sırada evin kapısı çalındı. Elif kapıya doğru yönelip açtı; gelen Zeynep’ti. Onu görünce sevinçle, “Zeynep!” diye seslendi.

Zeynep elindeki hediye paketini uzatarak, “Yeni yılın kutlu olsun, arkadaşım,” dedi.

Elif, “Teşekkür ederim Zeynep. Gelsene, içeriye,” dedi.

Zeynep hafif bir tereddütle, “Ah, yok. Aşağıda arkadaşlar bekliyor. Sana bahsetmiştim ya, bu gece yeni yıl eğlencesine gidiyoruz. Zaten siz de birazdan çıkacaksınız, değil mi?” dedi.

Elif, üzgünlüğünü belli etmemeye çalışarak, “Mekan bana uygun olmadığı için gidemedim. Annemler gitti, ben evde kaldım,” dedi.

Zeynep şaşkınlıkla, “Aa, niye böyle oldu?” diye sordu. Tam o sırada, aşağıda bekleyen arkadaşlarından bir telefon geldi. Zeynep arayan kişiye, “Tamam, tamam. Geliyorum,” diyerek telefonu kapattı.

Elife dönerek, “Ben gidiyorum arkadaşım. Erken gelirsem yanına uğrarım,” dedi ve hızlıca vedalaşıp çıktı. Ancak Zeynep’in aklı Elif’te kalmıştı.

Elif kapıyı kapattı ve evin sessizliğinden kurtulmak için televizyonu açtı. Tekerlekli sandalyesini yeniden camın önüne sürdü, dışarıdaki insanları izlemeye başladı. Tam o sırada, bir yıldız kayması oldu. Elif bunu görünce içinden, “Bu gece ve hiçbir zaman yalnız kalmamayı diliyorum,” diye fısıldadı.

Gecenin ilerleyen saatlerinde, Eliflerin kapısı yeniden çaldı…

 

Evet, yine öyküyü yarıda kestim diye kızanlar olabilir. Ancak bu, 2024 yılının son köşe yazısı olduğu için kendi yazdığım bu öyküyü paylaşmak istedim. Hadi gelin, yılbaşında biraz empati yapalım ve bu konuyu birlikte düşünelim:

Elif yeni yıla yalnız mı girmeli?

Sizce kapıya gelen kişi kim olabilir? Siz olsaydınız, Elif’in yanında olmak için ne yapardınız?

Hepimizin çevresinde bu durumda kalan bir Elif olabilir. Onlar için sizce neler yapılabilir? 

Elif’in dileği gerçekleşirse hayatında neler değişir?

Maillerinizi ve mesajlarınızı bekliyorum…

Herkese şimdiden iyi seneler…

 

Yazan : Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Özge Nur Dilber – Bolçinin katkılarıyla. Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar…

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*