
Yazıyı Meryem Coşkunca’nın sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…
Evet, yeni yılın ilk köşe yazısından herkese merhaba! Geçtiğimiz hafta, kendi yazdığım bir öyküyü sizlerle paylaşmış ve sonunu düşünmenizi istemiştim. Ayrıca, öykünün finaliyle ilgili mesajlarınızı beklediğimi belirtmiştim. Öncelikle, mesaj gönderip yorum yapan, empati kuran herkese gönülden teşekkür ederim.
Gelen mesajlarda dikkatimi çeken bazı noktalar var ve bunları sizinle paylaşmak istiyorum.
Pek çok kişi, yılbaşı gecesi Elif’i yalnız bırakıp iş yemeğine giden anne ve babaya kızmış. “Biri kalsaydı kızın yanında,” diyenler olmuş. Ancak bu bakış açısını biraz sorgulamak gerek. Anne ve baba, her ne kadar kızlarını bırakmak istemese de iş yemeğine gitmek zorunda kaldılar. Gitmeselerdi, baba amirlerinden azar işitebilir, iş yerindeki huzuru kaybedebilirdi. Böyle bir durum, daha mı iyi olurdu sizce?
Unutmamalıyız ki, Bir bireyin, profesyonel olarak bakıcılık yapma zorunluluğu bulunmayan kişilerden tam zamanlı destek beklemesi, her zaman gerçekçi olmayabilir. Ancak bu, empati göstermemek anlamına gelmez. Kaldı ki, Elif 16 yaşında bir genç kız ve böyle bir bakıma ihtiyaç duymuyor.
Bir başka dikkat çekici yorum ise şu oldu: “Elif yılbaşında dışarı çıkıp ne yapacak? Parası varsa başka ihtiyaçlarına kullansın, bir gecede parasını bitirmesin. Her şey çok pahalı.”
Bu yorum, içinde bulunduğumuz ekonomik şartların bireylerin hayallerini nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. Maalesef, hayat pahalılığı yüzünden geleceğimizi düşünmekten hayal etmeyi erteleyen, hatta hayal etmeyi unutan bir toplum haline geliyoruz. Bu da üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.
Şimdi lafı fazla uzatmadan öykümüze geçelim. Bakalım, Elif’in dileği ve hayalleri gerçek olacak mı?
***
Evet, öykümüzde nerede kalmıştık?
Yılbaşı gecesi için planlanan organizasyonun fiziksel koşulları uygun olmadığı için Elif evde kalmak zorunda kalmıştı. Camdan dışarı bakarken kayan bir yıldız gördü ve yalnız kalmamayı diledi. Çok geçmeden kapı çaldı. Komşusu Ayşe teyze, elinde bir tepsi kurabiye ile gülümseyerek karşısında duruyordu. “Yılbaşı gecesi yalnız olmaz Elif’ciğim,” dedi sıcak bir sesle. Ayşe teyzenin getirdiği kurabiyeler ve sohbeti, Elif’in yalnızlık hissini dağıtmıştı.
Tam içeri geçerlerken, Ayşe teyze kapının önündeki parıltılı bir hediye paketini fark etti. Paketin üzerinde şu not yazıyordu: “Hayal kurmaktan vazgeçme. Her dilek bir yıldız gibi parıldar.” Elif, merakla paketi eline alıp açtı. İçinden bir defter ve kalem çıktı. Sayfaların başındaki anlamlı sözler Elif’e hayallerine sarılmayı hatırlattı.
Bir süre sonra kapı yeniden çaldı. Elif içeri birilerini davet etmeye hazırlanırken Ayşe teyze heyecanla oğlunun geldiğini söyledi. Kapıda Oğuz, elinde küçük bir paketle gülümsüyordu. İçeri girerken Elif’e sıcak bir şekilde “Yeni yıl kutlu olsun” dedi. Sohbet koyulaşırken, kapı bir kez daha çaldı ve bu sefer Elif’in anne babası içeri girdi. Babası, gülümseyerek “Elif, yetiştik! Seni yalnız bırakmadık; yeni yıla hep birlikte gireceğiz,” dedi.
Tam herkes yeni yılın ilk dakikalarına birlikte girerken, Zeynep elinde bir pasta ile kapıda belirdi. Odaya girer girmez, Elif ile Oğuz’un birbirlerine bakışlarını fark eden Zeynep, gülümseyerek Elif’in kulağına eğildi ve “Ne oluyor, Elif? Anlatalım mı?” diye fısıldadı. Elif, bu soru karşısında biraz kızardı ve şakayla karışık parmağını sallayarak “Ben sana sorarım!” dedi.
O gece ev kahkahalar ve neşeyle dolup taşmıştı. Elif’in dileği gerçek olmuştu: Yalnız değildi. Ancak kafasında hâlâ bir soru vardı. Kapının önüne bırakılan o parıltılı paketi kim bırakmıştı? Bu gizem, Elif için yeni yılın ilk sürprizi olarak kalacaktı. Yeni yıl, yalnızlığın yerine kahkaha ve mutluluğu getirmişti. Ama kapının önündeki paketin sırrı, Elif’in kafasında yeni bir hikâyenin tohumlarını çoktan atmıştı.
***
Evet, yine yarıda kesmiş gibi oldum ama bence iyi bir yazar, öyküsünü hiçbir zaman tamamen bitirmemeli. Normal yaşamda da böyle değil midir? Öykü bitti derken yenisi başlamaz mı? O yüzden benden bu kadar; öykünün devamını sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Ben bu öyküyle amacıma ulaştım. Bir hafta boyunca size olayı düşündürdüm.
Herkese erişilebilirliğin engelleri kaldırdığı, empatinin ve farkındalığın arttığı, engelsiz ve özgür bir 2025 yılı diliyorum…
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Meryem Coşkunca – Bolçi’nin Katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar…
Bir yanıt bırakın