
Yazıyı Meryem Coşkunca’nın sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…
Bu yazılarda zaman zaman insanların çok da fark etmediği, üstünde düşünülüp geliştirilirse büyük projelere dönüşebilecek konular yazmaya gayret ediyorum. Belki yetkililer görür ülkeme ve yaşadığım şehir olan Bolu’ya engelleri aşmak adına bir şeyler kazandırabilirim diye düşünüyorum. Aslında bu anlatacağım konuyu çoğu kişi ucundan kıyısından biliyor. Ben de biliyordum, ama hafta sonu izlediğim bir sinema filmi konuya ilgi duymama ve araştırmama neden oldu.
İzin verirseniz, ABD yapımı gerçek hayattan uyarlanmış Gigi ve Nate isimli filmi biraz anlatmak istiyorum. Bir sirkte kötü muamele gören bir maymunu yetkililer kurtarıyor. Beş yıl boyunca bu maymunu eğitiyorlar. Maymun, bir hizmet hayvanı olarak yetişiyor. “Hizmet hayvanı nedir?” diye sorabilirsiniz. Hani kimi zaman görürüz; görme yetersizliği olan kişilere eğitimli bir köpek rehberlik eder, adeta onların görmeyen gözleri olur. İşte o köpekler, özel yetiştirilmiş hizmet hayvanlarıdır ve hayatları boyunca ihtiyacı olan insanlara bir şekilde hizmet ederler.
Filmin hikâyesindeki maymun da bu şekilde eğitilip insanlara faydalı olması için bir yardımcı hayvan olarak yetiştiriliyor. Bu maymunu, felç geçirmiş bir gencin yanına veriyorlar. Öncelikle, kendisine ayrılan yerden gencin günlük rutinlerini izliyor. Gencin acı çektiği, keyif aldığı ya da güldüğü şeyleri gözlemleyerek öğreniyor.
Bir gün, genç ellerini hareket ettirmeye çalışırken elindeki topu yere düşürdü. Yüzünden hareketleri yaparken ne kadar zorlandığı ve canının acıdığı belliydi. Maymun, kendisine ayrılan yerden çıktı, gencin yere düşürdüğü topu aldı ve masanın üzerine koyarak önüne bıraktı. Hadi uzan dercesine bakıyordu. Bu durum gençte bir gülümseme yaratmış ve acısını unutturmuştu.
Her gün birlikte antrenman yapmaya başladılar. Öyle ki, gencin bilgisayar oyunlarında ve televizyon karşısında uzun süre vakit geçirmesine maymun artık izin vermiyordu. Ekran karşısında uzun süre kaldığını fark eden maymun, televizyonu kapatarak genci farklı aktivitelere yönlendiriyordu. Gencin eline bir fırça verip resim yapmasını sağlıyor ya da birlikte kitap okuyorlardı. Genç “Sayfayı çevir” dediğinde, maymun sayfayı çeviriyordu. Kısa süre içinde genç ellerini daha iyi kullanmaya başladı. Hatta bir gün birlikte markete gidip alışveriş yaptılar. Uzanamadığı raflardan maymun, gencin istediklerini getiriyordu.
Neyse, filmin devamını anlatmayacağım. İzlemek isteyenler için Gigi ve Nate isimli filmi şiddetle tavsiye ederim. Filmin gerçek bir hikâyeden uyarlanmış olması beni daha da etkiledi. Dürüst olmak gerekirse, o maymun olmasa, gencin o şekilde gelişim göstermesi mümkün olmayabilirdi.
Bunları düşündüğümde, çevreme bakıp “Acaba biz de çeşitli hayvanlardan bu şekilde yararlanamaz mıyız?” diye düşünmeye başladım. Yalnız burada yanlış anlaşılmak istemiyorum. “Hayvanlardan yararlanalım” derken doğal hayatı bozalım, hayvanları ormanlardan alıp insanlara hizmet ettirelim demiyorum. Sokak hayvanlarından veya bu filmdeki gibi zor durumda kalan, eğitilebilir olan hayvanlar bu şekilde değerlendirilebilir. Böylece hayvanlar da yaşayabilecekleri bir ev ve aile kazanmış olur.
Ülkemizde hayvanları bu şekilde eğiten merkezler ve eğitmenler yok denecek kadar az. Genelde hayvan bakım merkezleri açıyoruz, ama hayvanları bu şekilde eğitelim diyen yok. Bu bakım evlerinde yaşanan kötü olayları sık sık duyuyoruz. Aslında bu tür projeler yapılsa hem bu sorunların önüne geçilir hem de hayvanlar ve insanlar için daha iyi bir yaşam sağlanabilir.
Buradan yetkililere seslenmek istiyorum: Bazılarına dediklerim ilginç gelebilir, ama mesela benim yaşadığım şehir olan Bolu’da böyle bir merkez kurulamaz mı? Sahipsiz, eğitilebilir durumdaki hayvanlar bu şekilde eğitilip tüm canlıların ve insanların hayatına olumlu dokunuşlar yapamaz mı? Bolu, bu şekilde Türkiye’ye ve dünyaya örnek bir şehir olamaz mı?
Evet, biliyorum, söylediğim şey sabır ve mesai gerektiren zor bir iş. Ancak düşünüldüğünde, bu kesinlikle imkânsız bir proje değil. İnsan ister istemez, ‘Neden olmasın?’ diye soruyor. Çünkü hayvanlarla yapılan çalışmalar, gelişmiş ülkelerde rehabilitasyon merkezlerinde kullanılan etkili terapi yöntemlerinden biri ve insanlara sağladığı faydalar artık bilimsel olarak kabul edilmiş bir gerçek. Bu yaklaşımla hareket edersek, neden hayvanları engelleri aşmada birer yardımcı olarak değerlendirmeyelim?
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Meryem Coşkunca – Bolçi’nin Katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar…
Bir yanıt bırakın