Yazıyı Özge Nur Dilber’in sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…
Beni tanıyanlar ve bu yazıları takip edenler, eğitimci kökenli bir ailede yetiştiğimi bilirler. Aslında, hayattaki en büyük şansım böyle bir ailede yetişmek oldu. Mesela, okula gitmedim ama hiç eksikliğini hissetmedim. Etrafım eğitimci doluydu ve iyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı ayırt etmeyi öğrettiler. Kendimi istediğim yönde geliştirmeme yardımcı oldular. Eğitim sistemindeki saçma sapan sınavlarla gereksiz bilgilerle dolu değil kafam. İnsanın hayatında, hele benim gibi farklı biriyseniz, eğitimin önemi tartışılmaz.
Şimdi size, isimler saklı olmak kaydıyla, başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Yalnız ilk önce birkaç soru yönelteceğim: Bir olayı kabullenirken zorlanır mısınız, yoksa çabuk mu kabul edersiniz? Zihinsel yetersizliği olan bir çocuğu şiddetle yetiştirirseniz ve ona bazı şeyleri kabullenmeyi öğretmezseniz ne olur? Siz bu soruları biraz düşünün, ben yaşadığım olayı anlatayım.
Bir gün her zamanki gibi bilgisayarın başında çalışırken bir mesaj geldi. “Abi senin zeka seviyen kaç?” diye bir soru vardı mesajda. Mesajı yazanın bir sıkıntısı olduğunu anladım. “Tam sayısını bilmiyorum ama zekamın iyi olduğunu söylerler. Niye sordunuz?” diye cevapladım. Bir yandan da karşıdakinin profiline girdim, kim bu diye bakıyorum. “Abi, gittiğim okul müdürü annemlere ‘Çocukta zekâ geriliği olabilir’ demiş, sonra bizi doktora gönderdiler. Orada zekâ testi yapıldı. Sonuç şöyle çıktı. Bu normal mi?” dedi. Sonuçlara baktım. “Sen bu soruyu yanlış kişiye soruyorsun, ben doktor değilim, gazeteciyim,” dedim ve yaşını sordum. “Yaş 25,” dedi. “Doktorlar bende bir de öfke kontrolü sorunu olduğunu söylüyorlar. Sence doğru mu?” Bu soru karşısında, karşıdakinin problemli olduğunu iyice anladım ve durumu idare etmek için, “Doktorlar diyorsa vardır bir bildikleri, ben doktor değilim,” dedim. “Ayrıca bu şekilde öfke sorunun olduğunu nasıl anlayayım?” dedim. Bu konuşma burada kaldı. 2-3 gün sonra tekrar bir mesaj: “Abi, zeka testlerinin sonucu şu. bu değerler normal mi?” diye bir soru. “Ben nerden bileyim, doktor değilim,” diye cevapladım. Sonra hep o müdürün yüzünden ben onu döveceğim. Beni özel eğitime yolladı. Özel eğitimde de kimse ilgilenmiyor. Bu yüzden Cimer’e yazdım. Gelsinler baksınlar, iyi yapmış mıyım abi diye bir mesaj. “Niye hemen Cimer’e yazdın, hiç iyi yapmamışsın, öğretmenlerinin başına dert açmışsın,” dedim. Mesajı yolladım. “Ben askere de gidemedim, o zeka testini yapan ve raporu veren doktorları da döveceğim,” diye mesaj geldi.
Ben karşıdaki kişinin algılama ve kabullenme sorununun olduğunu da anladım. Yok yok, doktorlar seni iyileştirecek, vurmak kırmak yok. Bak, onlar senin iyileşmen için ilaç vermişlerdir. “O ilaçları kullanıyor musun?” diye sordum. Cevap, “Abi, o ilaçları aldık ama annem vermiyor. Sen iyisin diyor bana,” oldu.
Şimdi bana böyle insanlarla neden uğraşıyorsun? Hiç cevap verme, boş ver diyenler olabilir. Ancak ben insanlarla uğraşmayı, bir şeyler yapmayı severim. Bazen bir tek cümlemin bile istenmeyen olayların önüne geçebileceğini bilirim, hele hele anlatmaya çalıştığım gibi öfke kontrolu ve kabullenme sorunu yaşayan, algısı eksik olan kişilerde. Yalnız bu mesajları atan gencin ailesi de kabullenme sorunu yaşıyor gibi geldi bana, çocuklarının durumunu kabul edememişler. “Sen iyisin” deyip ilaçları falan vermiyorlarmış. En kötüsü de gencin iki lafından biri “Döverim, asarım, keserim. Çünkü ben deli kanlıyım.” Bu laflar gösteriyor ki, şiddet içinde büyümüş, televizyonda vurdu kırdı izlemiş. Yani böyle gençlere bir silah verin. “Hadi oğlum, sen deli kanlısın, git şuna zarar ver” deseniz hiç düşünmeden yapar.
Arkadaşlar, engellenen veya özel gereksinimli bir bireye sahipseniz, ne olur, anlatmaya çalıştığım gibi şiddetle ve öfkeyle çocuklarınızı yetiştirmeyin. Sussun, otursun diye cep telefonu, tablet gibi şeyleri eline verip yalnız bırakmayın. “Sen deli kanlısın, vur kır parçala, erkek adam böyle yapar” demeyin. Unutmayın, bazı engellerin sadece doğru eğitim ve bilgi ile aşılabileceğini aklınızdan çıkarmayın.
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Özge Nur Dilber – Bolçi’nin Katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar…
Bir yanıt bırakın