İYİLİKTEN MARAZ DOĞAR MI ?

Onur Ustaoğlu Konuşan yazı
Onur Ustaoğlu Konuşan yazılar

Yazıyı Özge Nur Dilber’in sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…

Dünyada başımıza ne geliyorsa kendinden başkasını düşünmeyen bencil insanlardan geliyor. Birazcık empati yapabilse bazı insanlar, birazcık haklara saygı duysalar emin olun dünya daha yaşanabilir bir yer haline gelir. Ve insanlar daha mutlu ve kaliteli yaşayabilirler. Şimdi böyle başlayınca bu yazıları takip edenler, benim bir şeylere sinirlendiğimi, bir şeylere kızdığımı anladılar.

Evet, sinirliyim, evet kızgınım. Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta Bolu’dan kaçtım demiştim ve size geçtiğimiz hafta yazıyı Aydın’ın Didim ilçesinden yazmıştım. Bir hafta orada tatil yaptım; deniz, kum, güneş derken tüm aksiliklere rağmen tatilim güzel geçti. Ancak birkaç olaya takıldım, izin verirseniz sizlerle paylaşmak istiyorum.

Biz her yaz Didim’e gideriz ancak Didim’i hiç bu kadar karmaşık bir düzende görmemiştim. Karmaşadan kastettiğim şu: bazı tatil yerlerinde belediyeler şezlongları ve şemsiyeleri ücretsiz yapmış. Aslında bu, benim de savunduğum iyi bir şey. Ancak hani eskiler derler ya “iyilikten maraz doğar” diye. Gözlemlediğim kadarıyla aynen öyle olmuş.

Benim gittiğim koyda doğru düzgün yürüyüş yolları yapılmamış. Tahtalar yanlış yerleştirilmiş, bu yüzden tekerlekli sandalye ile gitmekte bayağı zorlandım. Oradaki şemsiye ve şezlong dağıtan görevli arkadaşın yardımıyla her sabah engelleri aşıp denize gidebildim. O görevli arkadaşa “Buralar niye böyle?” diye sorduğumda, “Abi bu sene hiç kimse burada çalışmaya gelmiyor. Çünkü her şey ücretsiz. Ben de burada tek kaldım, insanlara yetişmeye çalışıyorum tek başıma,” dedi.

Tabii ben o yolları görünce durur muyum? Tabii ki hayır. Didim Belediyesi ile gittiğim ilk gün temasa geçip yaşadığım zorlukları, o yolların bir an önce yapılması gerektiğini ilettim. Şimdi “Onur, Bolu Belediyesi bitti, gittin oraları damı karıştırdın?” diyen arkadaşlar olabilir. Ancak unutmayın ki böyle şeyleri yetkililere söylemezsek hiç düzelmez.

Bir de biliyorsunuz, böyle deniz kenarlarında şezlong ve şemsiyelerden birkaçı engelli bireylerin kullanımı için boş bırakılır. Bu yasalarda bile yazıyor. Ancak her yer ücretsiz olunca kimse kimseyi dinlemiyordu. Oradaki görevli arkadaş bir sabah, “Buraları boş bırakalım, bakın engelli arkadaşlarımız geliyor. Bu şezlonglar ve şemsiyeler onların hakkı, ne olur buralara oturmayın,” demiş ama dinleyen kim? Herkes bildiğini okumuş.

Ben de oradaki görevli arkadaşın duyarlı olup inisiyatif almasıyla şezlong ve şemsiyelerin sınırını birazcık genişletmesiyle yer bulup denize rahatça girebildim. Neyse işte, tatilimizin son günü yine sabah erkenden kalkıp denize gittik. Ancak o sabah görevli arkadaşı bulamadık. Neyse, oradaki insanlardan yardım isteyerek bozuk yollardan geçip kumsaldaki yerimizi aldık ancak hiç kimsede şemsiye yok. İnsanlar görevli arıyor, o da yerinde yok.

Ben de merak etmeye başladım. Neyse, görevli arkadaş saat 9 gibi geldi. Koşa koşa şemsiyeleri dağıttı herkese. Yanıma geldi, “Abi, bu sabah geç kaldım, yardım edemedim, kusura bakma,” dedi. “Ne kusuru,” dedim. “Hayırdır, ne oldu? Niye geciktin, bir problem yok değil mi?” dedim. “Yok abi, bir şey. Dün sen gittikten sonra 2 engelli arkadaş daha geldi, onlara şemsiye verdim. Birileri beni şikayet etmiş, bize şemsiye vermiyor, onlara veriyor diye. Onun yüzünden belediyeye çağırdılar, ifade verdim ve benim haklı olduğum ortaya çıktı,” dedi. İnanmıyorum, bu yüzden mi seni şikayet etmişler? Ne kadar duyarsız ve bilinçsiz insanlarımız var. İyilikten, empatiden anlamıyorlar,” dedim.

Biz böyle konuşurken belediye ekipleri geldi bir hafta sonra anca bakabildiler ve yapmaya başladılar. Bunu görünce gülümseyerek, “biraz geç oldu bu sene benim işime yaramayacak yarın dönüyoruz  ancak bu yollar başka arkadaşların işine yarar umarım,” dedim. Herkes gülümsedi.

Arkadaşlar, bakın gördünüz mü? Oradaki şemsiye dağıtan ve gerçekten iyi niyetiyle her yere yetişmeye çalışan insanlara yardım eden bir insanı bile engellilere şemsiye ve şezlong veriyor, bize vermiyor diye şikayet edebilen insanlar var bu ülkede. Bu insanlar bedava mezar bulsalar ölecek kafa yapısında insanlar. Bakın, bu bedava şezlong uygulamasını destekliyorum ancak bu uygulamada da belirli kurallar olması gerek. Yani sistem bu kadar karışmamalı. Önce kuralları koyup sonra uygulamaya geçilmeliydi. Umarım ilerleyen günlerde veya gelecek seneye her şey daha iyi olur. İnsanlar empatiyi, hak yememeyi, bedava bir şey görünce kendilerini kaybetmemeyi öğrenir.

 

Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Özge Nur Dilber – Bolçi’nin katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar…

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*