Yazıyı Meryem Coşkunca’nın sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…
Biliyorsunuz, günümüzde her şeyin organiği yani doğalı makbul. Örneğin, Pazar Pazar dolaşıp saatlerce organik sebze meyve arayanlar var. Peki, doğallık bu kadar önemliyken size bir soru sormak istiyorum. Siz doğal bir insan mısınız? Şimdi bazı arkadaşlar bana takılmak için “doğal olmayan insan nasıl oluyor?” diyecek. Ancak etrafımızda o kadar çok doğal olmayan insan var ki, insanları dikkatli gözlemlerseniz görebilirsiniz.
Aslında bu kadar çok doğallığa düşkün, her şeyin organiğini isteyen insanların kendilerinin, değim yerindeyse, doğan görünümlü şahin olmasını yani göründükleri gibi olmamasını anlamıyorum. Doğansan doğan ol, şahinsen şahin. Niye içeride şahin, dışarıda doğan oluyor değil mi? Bu örnekle biraz tebessüm ettirdiğimin farkındayım, ama gerçekten son günlerde doğal olmayan insanlar artmaya başladı, takdir edersiniz ki bu hiç iyi değil ve bence uzmanlar tarafından araştırılması gereken bir konu.
Şimdi peki, Onur, sen nasıl bir insansın diye sorabilirsiniz. İzninizle, bu sorunuzu, yaşadığım bir anı ile cevaplayayım. Gazeteciliğe ilk başladığım yıllarda, çok sevdiğim bir abimin sahibi olduğu mağazada oturuyordum. İçeri hiç tanımadığım biri girdi, bizim yanımıza oturdu ve sohbetimize katıldı. Orada beni tanıyan abim, beni gelen kişiye, “Bu da bizim Onur’umuz. Hani derler ya, içi dışı bir. İşte Onur da öyledir ve her şeyiyle doğaldır.” diye tanıtmıştı. Açıkçası, böyle tanıtılmak beni gururlandırmıştı. Çünkü dünyada en değer verdiğim şeylerden biri doğallıktır.
Maalesef yaşam koşulları insanları her konuda doğallıktan uzaklaştırıyor. En basit örneği, okulda öğretmenlerin gözüne girmek veya iyi not almak için doğal olmayan şeyler yaparız. Güzel bir kıza veya yakışıklı bir adama kendimizi göstermek için doğal olmayan davranışlar sergileriz. Patronumuzun veya amirimizin gözüne girmek için bin bir takla atarız. Belki bunlara mecburuz ama bunlar bizim doğallığımızı kaybetmemize başka bir insana dönüşmemize, yani doğan görünümlü şahin olmamıza neden olan şeylerdir.
Galiba bizim toplum olarak esas sorunumuz, birilerine kendimizi beğendirmeye çalışmak. Bunu da sosyal medya platformlarında görüyoruz. O platformlarda bir beğeni alacağım diye doğallıktan çok uzak şeyler yapan, kendi kişiliklerini kaybeden insanlar var. Zaten sosyal medya platformlarından beğeni olayını kaldırın, bu kadar paylaşım olmadığını göreceksiniz.
Tabii doğallık konusundan engellenen insanlar da etkileniyor. Yani şöyle engellenen veya özel gereksinimli bireylere maalesef ülkemizde hiç de doğal davranılmıyor. Mesela kendi adıma konuşuyorum. Yaptığım ve başardığım bunca şey var. Ancak hala sokağa çıktığımda tekerlekli sandalye kullanıcısı olduğum için acıyarak bakan gözler ve “ay yazık, pekte gençmiş” sözcükleriyle karşılaşıyorum. Bazıları da sanki ağzını açmak, konuşmak zorundaymış gibi sadece “Geçmiş olsun” diyorlar. Sizce bunlar doğal davranışlar mı? Ben hiçbir şey yokken, keyfiniz yerindeyken gelsem size “geçmiş olsun” desem nasıl hissederdiniz? Pek iyi hissetmezdiniz herhalde.
Bakın, acınası bakışları ve diğer sözcükleri demiyorum bile. İşte bunları düzeltmek için engellenen ve ya özel gereksinimli bireylere bakış açımız değişmeli. Önce insan demeliyiz ve onlara karşı mümkün olduğu kadar doğal davranmalıyız. Çünkü bizler hasta değiliz. Hatta inanın, tekerlekli sandalyedeki “geçmiş olsun” dediğiniz insanlar sizden daha sağlıklı ve mutlular.
Sevgili büyüklerim, değerli arkadaşlarım, ne olur, her alanda doğallıktan vazgeçmeyin. Bırakın öğretmeniniz sizin notunuzu kırsın. Bırakın o güzel kız o yakışıklı çocuk sizi beğenmesin. Eğer doğal davranırsanız, günün sonunda insanlar sizi her şeyinizle kabul eder ve sever. İnanın bana, o gerçek sevgiyi kazandığınızda, onun verdiği güçle her şeyi yapabilirsiniz. Unutmayın Doğallık en büyük özgürlüktür…
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Meryem Coşkunca – Bolçi’nin Katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar…
Bir yanıt bırakın