CEREN NE YAPMALI ?

Onur Ustaoğlu Konuşan yazı
Onur Ustaoğlu Konuşan yazılar

Yazıyı Meryem Coşkunca’nın sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…

“Ceren, 20’li yaşlarında fiziksel engeli olan yani ayağındaki protez yüzünden yürümesi hafif aksayan sarı saçlı ve renkli gözlü bir kızdı. Ailesi dar gelirli, maddi gücü olmayan bir aileydi. Bu nedenle, Ceren için devletten engelli maaşı ve bakım parası alıyorlardı. Ancak bu paraları veren kurumlar, parayı aileye verdiği için Ceren’in cebine pek para girmezdi. Aslında bir yerde iş bulup çalışabilecek kapasiteye ve orta halli bir eğitim seviyesine sahipti. Ancak ailesi, onun çalışmasını maaşlar ve bakım paraları kesilecek diye istemiyordu.

Benim engellenenlerle ilgili yaptığım bir etkinlik sayesinde Ceren’le tanışma fırsatım oldu. Ona baktığımda sadece ayağının aksadığını fark ettim ve yanına gidip merhaba dedim. Tanıştıktan ve yukarıda anlattığım bilgileri öğrendikten sonra Ceren’e ‘Çalışmayı düşünmez misin?’ dedim. Aslında çalışabilirim ama istemiyorum. Annemler bana bakıyor diye cevap verdi. Ceren öyle deme, bak çalışsan bir şeyler üretsen çok daha mutlu olursun dedim.

Ceren, ‘Ben hayatımdan memnunum. Ayrıca çalışabileceğim iş yok ki. Ben ne yapabilirim ki? Hiç çalışmadım.’ dedi.

Hemen gülümseyerek, ‘Senin yeteneklerin neler? Yani ne yaparken mutlu olursun?’ dedim. Ceren, ‘Hiç düşünmedim ama galiba en çok kitap okurken mutlu oluyorum.’ dedi. ‘Peki, evde yemek falan yapmaz mısın?’ dedim. ‘Yemek değil de, kurabiye, kek, pasta türü şeylere elim daha yatkın. Yani yapmayı ve yemeyi severim.’ dedi. ‘Ne güzel! Bunların üstüne gitmelisin, kendini geliştirmelisin.’ dedim.

Beni arkadaşlarımın çağırmasıyla bu kısa sohbeti bitirdik ve ayrıldık. Aradan birkaç ay geçti. Bir gün akülü aracımla sokakta dolaşırken, bir parkta tek başına banka oturmuş, düşünceli, biraz da morali bozuk olduğu yüzünden belli olan Ceren’i gördüm. Tabii hemen etkinlikte gördüğümü hatırladım. Belli bir süre uzaktan izledikten sonra akülü aracımla yanına yaklaşıp selam verdim.

Ceren önce şaşırdı, sonra o da beni hatırlamış olmalı ki hafifçe gülümseyerek ‘Abi, merhaba.’ dedi. Akülü aracı bankın hemen yanına yaklaştırdım. Ceren, yarım saattir karşıdan seni izliyorum. Çok dalgın ve moralsiz gözüküyorsun, beni bile fark etmedin. ‘Hayırdır, bir problem mi var?’ dedim.

‘Abi, kusura bakma, fark etmemişim. Seni şu aralar dediğin gibi dalgınım ve zihnim çok dolu.’ dedi. Gülümseyerek, ‘O belli oluyor zaten. Peki, problem nedir?’ diye tekrar sordum.

‘Babamlar problem.’ dedi.

‘Nasıl yani?’ dedim.

‘Abi, babamlar zengin bir adam bulmuş, beni evlendirmek istiyorlar. Açıkçası, ben istemiyorum ama yapacak bir şeyim de yok. Ailemin maddi durumu belli, bende çalışmıyorum. Engelli maaşı, bakım parasından başka bir şeyim yok, tahmin edersin, onlar da benim cebime değil, ailemin cebine giriyor. Başını öne eğerek, ‘Yani maddi olarak hiçbir şeyim yok’ dedi.

“Öncelikle, hiçbir zaman hiçbir yerde böyle başını eğme. Ayrıca, sen engelli değilsin, sadece ayağın aksıyor, o da hiçbir şeye engel teşkil etmez. Ben böyle deyince Ceren, ‘Abi, o aksama ayağımdaki protezden oluyor. O protez olmasa yürüyemem,’ dedi. Her neyse, yürüyorsun ya, yeterli. Kendini eksik görme. Ayrıca, sen istemiyorsan, hiç kimse evlendiremez! Yalnız, şimdiye kadar çalışmamakla hata yapmışsın. ‘Abi, nereden iş bulabilirim, hangi işlerde çalışabilirim hiç bilmiyorum,’ dedi Ceren.”

‘Bana güveniyorsun, değil mi?’ dedim.

‘Yeni tanıştık ama evet, güveniyorum.’ dedi.

‘Şimdi, başın dik ve gülümseyerek evine gidiyorsun. Yarın bu saatlerde buraya geliyorsun, problemi çözüyoruz.’ Ceren, şaşkın şaşkın, ‘Nasıl çözeceğiz abi? Ne yapacaksın?’ dedi. ‘Sen karışma, yarın gel buraya, bir daha başını eğdiğini görmeyeceğim.’ dedim.”

Evet Arkadaşlar, şimdi bazılarınız ‘Kim bu Ceren? Ne oluyor?’ diyecek. Şöyle anlatayım, ben bu hikâyeyi kaleme alırken, sorunları daha net anlatmak için kendim yaşamış gibi anlatmaya çalıştım ve yarıda kestim. Ceren gibi birçok kızın var olduğunu göz önüne alıp birazcık düşünmenizi istiyorum. Ceren parka gelecek mi? Sorunları çözülecek mi? Kendi ayaklarının üstünde durabilecek mi? Engelli maaşı, bakım parası gibi şeyler neden engelli bireye değil de ailesine veriliyor? Bunları biraz düşünün bana mesaj ve mail yollayın. Sizden gelecek önerilere göre öykünün devamını haftaya şekillendirelim…

Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Meryem Coşkunca – Bolçi’nin Katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar…

3 yorum

  1. Sizi tebrik ediyorum. Ülkemizde iste engelli olsun ister engelsiz bu sorunu yaşayan kadınlar ve genç kızlar çok biz bahsettiğiniz engelli maaşı bakım parası gibi sosyal yardımları yanlış algılıyoruz insanlarımızı çalışmaya teşvik etmiyoruz. bu sorunlarda bunun için çıkıyor. öykünün devamını merakla bekliyorum…

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*