Yazıyı Özge Nur Dilber’in sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…
İnsanlar tarafından icat edilen adına farkındalık günü denilen günleri hiç sevmem çünkü o günlerde sadece gösteriş ve adet yerini bulsun diye etkinlikler yapılır. Gerçek sorunlar ve çözümler konuşulmaz hâlbuki farkında olmak için sorunları ve çözümlerini konuşmalıyız ve yetkililerden bu sorunların çözülmesini istemeliyiz. Eğer her sene aynı sorunlar gündeme geliyor ve çözüm yoksa hiç kusura bakmayın hiçbir şeyin farkında değiliz.
Niye mi böyle başladım hemen açıklayayım
2 Nisan Otizm farkındalık günüydü. Ben o gün Televizyon kanallarını ve sosyal medya platformlarını dikkatlice takip ettim. Televizyon da bir programa denk geldim. Canlı yayınlanan bir programdı. Bir psikoloğu çağırmışlar sunucu soru soruyor. Psikologda yanıt veriyordu. Sunucunun sorduğu birkaç soruyu sizinle paylaşmak istiyorum.
Otizm bir akıl hastalığı mıdır? Psikolog bu soruya şaşırdı. Hayır dedi otizm bir akıl hastalığı değildir. Biz daha çok şizofren ve benzeri rahatsızlığı olanları akıl hastası olarak kabul ederiz.
Sunucu peki hocam otizmli bireyler iyileşe bilir mi? Sorusunu yöneltti. Psikolog elbette iyileşe bilirler. 4 yaşına kadar teşhis koyulup tedaviye başlanırsa yani işinin ehli kişilerden doğru eğitimler alınırsa otizm vakalarında düzelmeler olabiliyor. Bunun örnekleri de var. Ancak burada 4 yaş çok önemli 4 yaş geçilirse düzelme maalesef az oluyor. Unutmayın otizm in bir tek tedavisi var oda eğitim dedi
Ben psikoloğun bu cevabından sonra oradaki sunucunun yerinde olsam. Sizce ülkemizde otizmlilere verilen eğitimler yeterli mi? sorusunu sorardım. Ancak sunucu alakasız sorularla devam etti ve programı bitirdi. Bende her zamanki gibi gülümsedim. Belli ki soruları hazırlayanlar ve sunucu dersini iyi çalışmamış her zamanki gibi adet yerini bulsun diye bir program yapmışlar.
Hâlbuki konusunda uzman olan bir psikoloğu çağarmışsınız tam konu eğitimin önemine gelmiş ülkemizde bu çocukların eğitim gereksinimlerinin ne kadarını devlet karşılıyor? Diye sorsanız: “Aylık 8 dersi karşılıyor. Eğer özel gereksinimli bireyin fizik tedaviye ihtiyacı varsa oda bu 8 dersin içine dâhil oluyor. Takdir edersiniz ki ayda 8 derste bu çocukların hiçbir şeyine yetmiyor. Çoğu aile eğitim giderlerini kendi cebinden karşılamaya çalışıyor. Ancak günümüz şartlarında ekonomik güç belli bir yere kadar dayanıyor. Cevabını alırsınız. Bunlar birileri kızar diye konuşulmuyor. Otizm bir akıl hastalığımı sorusu soruluyor.
Ayrıca ben olsam otistik ünlülerden de bahsederim.
İlk aklıma gelenler dünyaca ünlü matematikçi ve bilim adamı Albert Einstein, Microsoft kurucusu Bill Gates, Dünyaca ünlü klasik müzik bestecisi Wolfgang Amadeus Mozart ve Apple’ın eski CEO’su Steve Jobs, bu isimlerin hepsi otizm tanısı almış kişilerdir. Gördüğünüz gibi saydığım isimler acayip zeki kişiler. Peki, ben yine bir soru sormak istiyorum “niye bizim ülkemizde böyle dünyaca ünlü isimler çıkmıyor ?” hiç kızmayın bunu hepimizin düşünmesi ve sorgulaması gerek!
Üzülerek söylüyorum biz gittikçe soru sormaktan korkan bir topluluk haline gelmeye başladık hele son zamanlarda kimse doğru soruları sormuyor. Bence başımıza ne geliyorsa birazda bunun için geliyor. Doğru cevaplara ancak doğru soruları sorarsak ulaşabiliriz. Biz bunu hep atlıyoruz. Ondan sonrada bir arpa boyu ilerleyemiyoruz. Bakın buraya yazıyorum. Bu gidişle gelecek sene 2 Nisan’da yine aynı konular konuşulacak çünkü doğru sorular sorulmadığı için yaşanan sıkıntılar düzelmeyecek.
Bizde şöyle bir algı var. Yetkililerden bir şey isterken ya da bir derdimizi paylaşırken çekiniyoruz. Unutmayalım Makamı ve mevkii ne olursa olsun yetkililer bu sorunları çözmek için o görevde, bu yüzden biz bu sorunları ne kadar dile getirirsek, doğru soruları ne kadar sık yetkililere sorar, sorunlara çözüm istersek, bu sorunları o kadar çabuk çözeriz…
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Özge Nur Dilber – Bolci’nin Katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar…
Bir yanıt bırakın