Yazıyı Meryem Coşkunca’nın sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…
Günümüzde insanların dikkatini bir konuya ya da kendi üstünüze çekmek için ya çok yetenekli çok güzel olmalısınız ya da sıra dışı şeyler yapmalısınız. Örneğin güzel bir kız ya da yakışıklı bir adam yolda yanınızdan geçerse mutlaka dikkatinizi çeker ve göz ucu ile olsa da kafanızı çevirip bakarsınız. Ay ben bakmam deyip kendinize yalan söylemeyin. “Şimdi evli olan arkadaşlar gülümseyerek Onur verdiğin örneklere dikkat et bizi durup dururken kavga ettireceksin” diyerek bana takılacaklar. Ne yapıyım ben gerçekleri söylüyorum.
Neyse biz konumuza geri dönersek ilgi çekmek dikkatleri kendi üstünde toplayıp insanlara bir şeyler anlatmak bence bir sanattır. Bu sanatı iyi kullanan herkes hayatta başarılı olur. Naçizane bende birazcık dikkatleri üzerime çekmeyi bilirim. Mesela bu yazılarda aslında yaşamın içindeki herkesin gördüğü şeyleri çoğu zaman espriyle daha dikkat çekici halde anlatmaya çalışırım. Böylece yazılar daha anlaşılır ve daha eğlenceli hale gelir.
“Şimdi bunları niye anlatıyorsun Onur”, diyeceksiniz.
Belki denk gelmişsinizdir geçtiğimiz hafta engellenenlerle ilgili Polonya’da bir kamu spotu yani “kamu kurum ve kuruluşları ile dernek ve vakıf gibi sivil toplum kuruluşlarınca hazırlanan veya hazırlatılan bilgilendirici ve eğitici nitelikteki film yayınlandı ve 50 saniyelik bu film dünya çapında ses getirdi. “ İnternette ve sosyal medyada en çok paylaşılan videolardan biri oldu.
Peki, 50 saniyelik bu filmi bu kadar dikkat çekici yapan şey neydi? Bence çok basit bir şeyi insanların aklına gelmeyecek çok iyi bir örnekle anlatmasıydı. Biraz filmi anlatmak istiyorum
Engellenen genç bir erkek birlikte uyuduğu kadını öperek uyandırıyor. Üzerini giyindikten sonra odadaki tekerlekli sandalyesine geçen engellenen delikanlı, yataktaki kadının “Kahvaltı hazırlama mı ister misin?”, “Bu arada adın neydi?” gibi sorularına karşı kayıtsız bir tutum takınarak cevap vermiyor. Bu sahnenin hemen ardından kadının kocası olduğu tahmin edilen kişi elinde bavul ve çiçekle eve giriyor. Karısı ve engellenen delikanlıyı birlikte gören adam yıkılırken, engellenen delikanlı teselli amaçlı adamın omzuna dokunuyor. Eve giren adam ise hiçbir şey demeden kadının yanına oturup ağlamaya başlıyor. İşte tam o esnada kamu spotundaki asıl mesaj veriliyor: “Ben sizin yerinizi alsam ne hissedersiniz?”
Gördünüz değil mi insanlara verilen mesaj harika bir şekilde verilmiş. Mesela hiçbir engeli olmayan insanların engellenenler için ayrılmış park yerlerini kullandıklarını görürüz hiç bir engeli olmayan insanların engellenenlerin haklarından yararlanmak istediğini zaman zaman görürüz. İşte bunları yapmayın demek yerine “ bende sizin yerinizde olsam ne hissedersiniz?’” denilmiş. evet şimdi bazı insanlar çıkıp bu film mi eleştire bilirler yalnız bence harika ve vurucu bir mesaj verilmiş. Polonya’da bunlar yapılırken bizim ülkemizde kamu spotlarında neler yapılıyor diye incelersek.
Genellikle engellilerle ilgili kamu spotlarında genellikle araçları engelli park yerlerine park etmeyin. Engellilere şöyle haklar sağlanmıştır. Bazı derneklerin ve vakıfların bağışlarına sizde katılın gibi şeyler görüyoruz. Verilen bilgiler doğru olsa da anlatılış ders gibi olduğu için kimsenin aklında kalmıyor ve şunu yapma bunu yapma demekle de bu konulara dikkat çekilmiyor. Hatta yapmayın dedikçe bazı insanlar inadına yasaları kanunları ihlal etmeye devam ediyor.
Bence kamu spotu hazırlarken birazcık dikkat çekici olmasına özen göstermeliyiz. Buna ilave olarak kamu spotlarının yayın saatini sabaha karşı hiç kimsenin televizyon izlemediği saatlerde değil herkesin televizyon başında olduğu zaman dilimlerinde yayınlamalıyız. Ancak o zaman kamu spotu denilen kısa ve bilgilendirici filimler amacına ulaşır. Unutmayın ne kadar bilgili ve bilinçli olursak bu konulara dikkat çekip ne kadar gündeme getirip tartışırsak o kadar engelsiz bir ülkede yaşarız.
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Meryem Coşkunca – Bolçi’nin Katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar…
Bir yanıt bırakın