Yazıyı Özge Nur Dilber’in sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…
Yazıya başlarken öncelikle Bolu olay gündem gazetesi ekibinden bu yazıyı yayınlarken bir yerine nazar boncuğu koymalarını istiyorum. Bu yazı Bolu olay gündem gazetesindeki 300 üncü yazım oluyor. Dile kolay 300 haftadır neredeyse hiç ara vermeden bu satırları kaleme alıyorum ve arkadaşlarımızla seslendiriyoruz. Bilinçleniyoruz, bilinçlendiriyoruz. İnsanların hayatına her anlamda dokunmaya çalışıyoruz.
Takdir sizin ancak bunları her hafta yapmak ve güçlenerek devam etmek birazcık zor ama gördüğünüz gibi imkânsız değil, zaten benim için zor diye bir şey yoktur imkânsızı yapmakta biraz zaman alır. Şimdi yakından tanıyanlar “Onur çok inatçı ve çok kararlısın” diyecekler. Evet, baktığınızda inatçı adamın tekiyim. Ancak inanın bu inatçılığım olmasa bırakın bu yazıları yazmayı yataktan bile kalkamazdım. Bu yazılar sayesinde tanışma fırsatı bulduğum insanlarla tanışamazdım.
Bu arada tanışmak demişken siz biriyle tanışırken nasıl hitap edersiniz? Mesela bazıları “Sayın Onur bey nasılsınız?” diye söze başlarlar. bende bu hitap şeklini sevmem. Ben sade bir Onur’um derim. Hatta biliyorsunuz birçok etkinlik yaptım. Yaptığım etkinliklerde arkadaşlarıma hep şunu derim. Kim gelirse gelsin makamı ve mevki ne olursa olsun. Sayın diye hitap edilmeyecek. Çünkü bizim işimiz etkinliklerde veya bu yazılarda insanları eşit görmektir.
Ne yazık ki ülkemizde hala insanları eşit görmeyen, çeşitli farklılıkları olan insanlara acıyarak bakan, farklılıklarını kullanarak duygu sömürüsü yapıyor diyen insanlar var ve bu insanlar televizyonlara çıkıp yorum ve eleştiri yapabiliyorlar. İşin ilginç yanı hiç kimse de dediklerini yadırgamıyor. Sen ne diyorsun demiyor.
Onur yine niye sinirlendin? Dediğinizi duyar gibiyim hemen açıklayayım
İlk önce Acun Ilıcalı’yı pek sevmediğimi ve Survıvor gibi programları izlemediğimi söylemek istiyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse o programlar bana vakit kaybı gibi geliyor. Bununla birlikte izleyenlerde bir şey diyemem çünkü vakit sizin nereye nasıl harcayacağınız size kalmış. Neyse geçtiğimiz sabah kahvaltı yaparken bir yandan da televizyonu karıştırıyorum. Ulusal bir kanalda yayınlanan magazin ve yorum programında konuşulan şeyler dikkatimi çekti. Programı izlemeye başladım.
Programda Surnıvor yarışmasındaki takma bacaklı yarışmacıdan bahsediliyordu. Yorumcunun biri orada takma bacaklı adamın ne işi var. Acun bunu yarışmaya niye aldı? Görürsünüz ilerleyen günlerde duygu sömürüsü yapılacak dediğine şahit oldum. Ardından gerçekten böyle bir şey var mı? Diye merak ettim internetten Survivor yarışmasında takma bacaklı yarışmacının oynadığı oyunları izledim. Hiç öyle denildiği gibi duygu sömürüsü falan yapıldığı yok. Adam çatır çatır yarışıyordu.
Sonra merak ettim bu takma bacaklı yarışmacı kim diye araştırdım. Yarışmacının ismi Barış Telli onunla ilgili bilgileri kısaca şöyle “1993 yılında geçirdiği Trafik kazasında sağ bacağını kaybetmiş. Pozitif karakteri ve ailesinin büyük desteği ile hayalini kurduğu spor kariyerine ilk olarak İsmet Aydınlı İlköğretim Okulu’nun jimnastik takımında başlamış. 2009 yılında tanıştığı spor adamı Hadi Neşet Türkmen’in çalışmaya başlamış 2012 yılında özel koşu protezine kavuşmuş. Daha bir yıl geçmeden 2013 Türkiye Atletizm Şampiyonası’nda 100m koşu, yüksek atlama ve uzun atlamada üç altın madalya kazanmış ve ülkemizi milli atlet olarak temsil etmeye başlamış.
2014 yılında Türkiye Milli Ampute Futbol Takımı ile dördüncü kez Dünya üçüncülüğünü kazanmış. 2015 yılına gelindiğinde Türkiye’nin ilk bedensel engelli beden eğitimi öğretmeni olmuş. 2015 yılında 32 golle, 2009 ve 2013’ün ardından bir kez daha Ampute Futbol Süper Ligi gol kralı olmuş. 2016’da, tekerlekli sandalye tenisi’ne başlamış ve çiftlerde Türkiye Şampiyonu olmuş. 2017 yılında Türkiye Milli Ampute Futbol Takımı ile 50.000 taraftarın önünde Avrupa şampiyonluğunu kazanma gururunu yaşamıştır. Aynı maçın ardından verdiği klasikleşmiş pozu ile yılın fotoğrafı ödülünü kazanmış. 2018 yılında, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası ev sahibi adayı Türkiye’nin Spor Tanıtım Elçisi, 2019 yılında UEFA tarafından Equal Game Tanıtım Elçisi, 2020 yılında ise Össur Marka Elçisi olarak seçilmiştir.”
Bunları okuyunca içimden televizyonda duygu sömürüsü yapacak diyen kişilere bir şeyler dedim ama burada yazamıyorum siz tahmin edersiniz… Anlamadan dinlemeden, neyin ne olduğunu bilmeden insanlar hakkında nede kolay yorum yapıyorsunuz. Sizce bu kadar şey başarmış bir insan orada dediğiniz gibi duygu sömürüsü yapar mı ? Önyargılarınızı ve kıskançlıklarınızı bir kenara bırakın. Dediğim gibi Acun’u sevmem ancak ilk defa güzel bir şey yapmış. Hiç değilse yarışmayı izleyenler birazcık farkındalık kazanır. O farkındalıkla bakış açılarını değiştirebilirler. Bakış açısı değişen insanlarda bu engelleri fark eder ve ortadan daha rahat kaldırır….
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Özge Nur Dilber – Bolçi’nin katkılarıyla, Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar….
Bir yanıt bırakın