Yazıyı Özge Nur Dilber’in sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…
Köylerin birinde, adamın eşeği kuyuya düşmüş Hayvancık saatlerce acı içinde kıvranmış. Kendi dilinde bağırmış, ancak sesini duyan olmamış. En sonunda eşeğin sesini duyan sahibi koşarak gelmiş bakmış. Vaziyet kötü, zavallı hayvan kuyunun dibinde pekiyi görünmüyor. Üstelik yaralanmış. Karşılaştığı bu durumdan kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri çağardı.
Ne yapsak ne etsek eşeği nasıl çıkarsak soruları havada kaldı. Sonunda karar verildi. “ kurtarmak için çabalamaya değmez.” tek çare, kuyuyu toprakla kapatıp eşeğin ölmesini sağlamak diye düşünüldü. Köylüler ellerine aldıkları küreklerle etraftaki toprağı kuyunun içine atmaya başladılar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkelenerek dibe döktü.
Bir süre sonra altına aldığı topraklar sayesinde her an biraz daha yükselmeye başladı. Sonunda köylülerin ölsün diye üstüne attığı topraklar sayesinde yukarı çıkmayı başardı. Bu durumu gören köylülerin şaşkınlıktan ağzı açık kaldı.
Evet, okuduğum kitapta rastladığım bu güzel öykü ile başlamak istedim yazıya umarım beğenmişsinizdir. Aslında şöyle bir etrafımıza bakar ve düşünürsek bazı insanların zaman zaman çabuk hayallerinden umutlarından vazgeçtiklerini ve mücadele etmeden pes ettiklerini görürüz. Hatta toprak atılan bizzat bizim hayallerimiz umutlarımız bile olabilir işte o zamanlar toprağın altında kalmamak için silkelenip toprakların aşağı düşmesini sağlamalıyız. Unutmayın insan denilen varlık hayaller ve umutlar olmadan mutlu ve başarılı olamaz. Yapacağı işi bile yapamaz.
Düşünsenize etrafınızda size inanmayan bunu yapamazsın, şunu yapamazsın, diyen bir şekilde sizi hedefinizden hayallerinizden vazgeçirmeye çalışan, kötü düşünen, kötü enerjili insanlar var. Siz onları dinlerseniz yapacaklarınızı yapabilir misiniz? İşte bu insanlar adeta kürekleri elinde hayallerinizin ve umutlarınızın üstüne toprak atmak için bekliyor gibidir. Gerek yaşam şartları gerek yaşadığımız olumsuz şeyler ve ülkemizin ekonomik koşulları nedeniyle günümüzde birçok insan böyle maalesef ve bu durumdayken hiçbir şeyden vazgeçmeden silkelenmek ve kendimize gelmek aklımıza bile gelmiyor.
Tabii bu durumu engellenenler ve aileleri 2-3 kat yoğunlukta hissediyor. Aileler hem engellenen bireyleri hem kendilerini bu kötü düşüncelerden korumak için aşırı çaba sarf etmek zorunda kalıyorlar. Engellenen bireyler ise bu kötü düşüncelere kapılıp çoğu zaman hayallerinden ve hedeflerinden vazgeçiyorlar. Hâlbuki biraz silkelenip caba sarf etseler üstlerine atılan topraktan kurtulacaklar ve kimsenin başaramadığı işleri başaracaklar.
Bakın size başımdan geçen örnek bir olayı kısaca anlatayım. Seneler önceydi. Engellenen bir arkadaşımız ile sohbet ederken “abi benim en büyük hayalim Galatasaray’ın bir maçını Arena stadında izlemek ancak maddi imkânsızlıklar yüzünden bunu gerçekleştiremiyorum dedi.” neyse bu sohbet burada kaldı. Ancak ben takıldım çocuğun dünyası futbol ve Galatasaray’dan ibaretti. Yanımdaki arkadaşlarıma bu çocuğun hayalini gerçekleştireceğiz! Dedim. Nasıl olacak dediler. Nasıl yaparız bilmiyorum ama biz bunu yapacağız dedim.
Yaklaşık 15 – 20 gün ben öyküdeki eşek gibi kuyunun içinden çıkmak bu hayali gerçekleştirmek için her yolu denedim. Her kapıyı çaldım. Artık yanımdaki arkadaşlarım bile bu iş olmayacak demeye başladı. Ben hayır olacak bu hayali gerçekleştireceğiz bu çocuk o stada gidecek diyordum. Sonunda dönemim Galatasaray başkanına bir şekilde ulaştık. Derdimizi anlattık. Ne oldu biliyor musunuz? O çocuk başkanın özel davetlisi olarak şampiyonlar ligi maçını statta izledi. Yanımdaki arkadaşlara döndüm dedim ki hiçbir zaman vazgeçmeyin eğer yaşıyorsanız mutlaka yapılacak bir şey vardır.
Bu olay aklıma geldikçe hayatta her şeyden çabuk vazgeçen sen bunu yapamazsın diyen insanlara bir kez daha sinirleniyorum. ne olursa olsun. İnsanlar hayallerinizin umutlarınızın üzerine toprakta atsa mutlaka yapılacak bir şey vardır. Umutsuz ve hayalsiz hayat ve yaşam olmaz. Bu yüzden olumsuz ve kötü düşünceleri bir kenara bırakmalıyız hayal edip o hayalleri gerçekleştirmek için çalışmalıyız. Biz bunu yapabilirsek dünyayı ve hayatı daha güzel bir hale getiririz….
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Özge Nur Dilber – Bolçi’nin Katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan yazılar…
Bir yanıt bırakın