Yazıyı Özge Nur Dilber’in sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…
Hayatta herkes bir yere bakar, ancak çoğu kişi baktığı yeri bile göremez. Sanırım ben, baktığım şeyi gören, hatta görmekle kalmayan ve bu neden böyle diye durmadan sorgulayan biriyim. Bu iyi bir özellik mi bilmiyorum, ama çoğu zaman başıma dert açtığını söyleyebilirim. Maalesef son yıllarda, baktığımızı görmeyen, görmediğimiz için sorgulamayan bir topluma dönüşmeye başladık; bunun içinde yaşadığımız sorunları çözemiyoruz. Şimdi, “Onur, lafı dolandırma, yine ne gördün çabuk söyle, işimiz var” diyeceksiniz. Hemen anlatıyorum.
Diyelim ki fiziksel olarak engellenen bir bireysiniz. Evden pek çıkamıyorsunuz ve evde herhangi bir şey üretip satarak hayatınızı kazanıyorsunuz. Böyle bir durumda eliniz ayağınız kargo şirketleri olur değil mi? Ürünlerinizi evden alır, sattığınız kişiye götürür. Buraya kadar her şey gayet güzel ama işin içine girince hiç de öyle değil, diye bilirim.
Günümüzde ülkemizdeki ekonomik şartlar gereği her şey zamlanıyor. Sabah uyandığımızda illa bir zam haberi alıyoruz; tabii bu durumda doğal olarak kargo şirketleri de hizmetlerine zam yapıyor. Yani, evde bir şeyler üreten ve satmaya çalışan kişilerin işi daha da zorlaşıyor. Çünkü kargo ücreti, satılan ürünün parasını geçmeye başladı.
Mesela, biliyorsunuz ben bir kitap yazdım. İkinci kitabımı da yazıyorum ve inşallah o da yakında çıkacak. Neyse, işte sıklıkla kitap isteyenler oluyor. İkinci çıkınca bu istekler daha da fazlalaşacak, dolayısıyla kargo şirketlerine çok daha fazla ihtiyacım olacak. Ancak, şimdiki şartlar da kitabın parasından çok kargo ücreti tutacak gibi gözüküyor.
Dedim ya, kargo şirketleri engellenen bireylerin çok önemli ihtiyaçlarını da karşılar diye. Örneğin, fiziksel olarak engellenen bireylerin çoğu tekerlekli sandalye gibi medikal ürünler kullanır; bu ürünler arızalanırsa servise göndermek için yine kargo şirketlerine ihtiyaç duyarız. Çoğu zaman da kargo ücretleri, onarım masrafını geçer.
Geçtiğimiz günlerde, bizim için hayati önem taşıyan, anlatmaya çalıştığım konuda kargo şirketlerini teker teker arayarak “Engellenen bireyler için özel bir indiriminiz var mı?” diye sordum. Kargo şirketlerinin müşteri hizmetleri bölümlerinden aldığım cevap, “Böyle bir uygulama veya indirimimiz yok,” şeklindeydi.
Sonra, engellenen bireylere yardım eden her ay belirli bir miktar tekerlekli sandalye yardımı yapan çok sevdiğim bir arkadaşımla konuştum. “Sen, yaptıklarını satarak kazandığın parayla tekerlekli sandalye alıp ihtiyaç duyanlara yolluyorsun. Sende engellenen bir insansın. Acaba tekerlekli sandalye ya da yapıp sattığın ürünleri yollarken kargo şirketlerinden indirim alıyor musun?” dedim. “Ah Onur, ne indirimi? Keşke olsa, inan en büyük gider kargo ücreti. Senin dediğin gibi özel bir indirim olsa mesela, gönderini yüzde 25’ini kargo şirketi karşılasa, inan o parayla 2 sandalye daha alıp ihtiyaç sahiplerine dağıtabiliriz,” dedi.
Bu cevabı alınca, biraz da e-ticaret yapan, hepimizin bildiği alışveriş sitelerini araştırdım. Onların bazılarında, sadece girişimci kadınlara ayrıcalık tanındığını fark ettim. Yani, özel gereksinimli ya da engellenen bireylere hiçbir ayrıcalık yapılmıyormuş. Evet, biliyorum, içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar herkesi zorluyor ama izninizle buradan yetkililere bu konuda bir öneri sunmak istiyorum.
Devlet, engellenenlere, “Siz, benim otobüslerime binemiyorsunuz, ben bu sebeple engellenenlerin aldığı araçlardan vergi almıyorum,” demişti. Acaba, anlatmaya çalıştığım kargo gönderilerinde veya alışveriş sitelerinde, buna benzer şeyler yapılabilir mi? yani engellenen bireylere indirim yapan şirketlere vergi indirimi ve teşvik için çeşitli avantajlar sunulamaz mı? Böylece, daha fazla engellenen bireyin sosyal hayata katılması ve kendi parasını kendisi kazanması sağlanamaz mı?
Farkındayım, belki kimsenin aklına gelmeyen bir konuyu dile getirmeye çalışıyorum, ama bu konu önemli ve bir şeyler yapılması gereken bir konu. Umarım, bakıp da görmeyenlere anlatarak gösterebilmişimdir ve tüm takip edenlerden bu yazıyı paylaşmalarını rica ediyorum. Unutmayın, ne kadar çok kişi paylaşırsa, yetkililer bu konuyu daha çabuk görür ve çözüm üretebilir….
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Özge Nur Dilber – Bolçi’nin Katkılarıyla, Bolu Olay Gündem Gazetesi konuşan yazılar.
Bir yanıt bırakın