Onur Ustaoğlu Kimdir?

Arkadaşlarım bana sitenin bu kısmında “birazcık kendini anlat” dediler. Fakat ben standart biri olmadığım için herkesin yazdığı gibi “şurada okudum, şu işi yaptım” diye yazmak istemiyorum. Bunları size elimden geldiğince eğlenceli bir şekilde aktarmak istiyorum.

Öncelikle “ne zaman doğdun, kaç yaşındasın?” diyenler için: 14 Mart 1979 tarihinde doğduğumu söyleyeyim. Hatta ben doğdum diye tıp camiası o kadar çok sevinmiş ki, 14 Mart’ı Tıp Bayramı ilan etmişler ve her sene kutluyorlar. 😄

Peki Onur, şimdiye kadar neler yaptın? diyenler için:

Doğduğumda (Serebral Palsi), yani Beyin Felci denilen bir rahatsızlık geçirmişim. Bu yüzden yürüyemiyorum. Ama bu kadar kusur kadı kızında bile olur, değil mi? Doğduğumdan beri “engellenen biri” olduğum için hiç okula gitmedim. Fakat öğrenmekten ve kendimi geliştirmekten de hiç vazgeçmedim. Örneğin, 3 ayda günde bir saatlik derslerle okuma yazmayı öğrendim. Bilgisayar kullanmayı ise sadece 2 saatlik bir dersle… Evet, şaşırmayın, benim eğitim hayatım toplamda 3 ay ve 2 saat sürdü! Ama bu konuda kendimi şanslı hissediyorum. Çünkü bana hiç kimse gereksiz bilgi vermedi, ezbere dayalı sınavlara hazırlanmak zorunda kalmadım. Ailem ve arkadaşlarım bana bir şeyi ezberlemek değil, doğru bilgiyi nasıl ayırt edip işe yarar hale getireceğimi öğretti. Belki de bu yüzden her şeyi bu kadar kolay öğrenebildim.

Bilgisayarda kullanamadığım program, söküp takamadığım parça yok gibidir. İnterneti de oldukça verimli kullanırım. Hatta “Kahkaha Makinesi” adında 15 yıldır uğraştığım bir web sitem vardı. Bir süre önce bu siteyi www.onurustaoglu.com.tr ile birleştirdik. Yani hâlâ yayında. İsteyenler menüdeki linke tıklayıp bakabilir. Malum, günümüzde internet sitesi olmayana kız bile vermiyorlar… Ee bu sitelerden sonra istediğim kızı alırım herhalde 😄

Şaka bir yana, Kahkaha Makinesi’nin dışında Bolu Elginkan Vakfı’nda yaklaşık 7 yıl çalıştım. Web sitesi hazırlayan ekipteydim ve oradaki hocalardan çok şey öğrendim.

“Ama diploman yok?” diyenler için:

Hayat bir okul diplomasından ibaret değil. İsteyen herkes, benim gibi interneti, bilgisayarı, televizyonu, radyoyu, dergileri, kitapları, gazeteleri yani aklınıza gelebilecek her şeyi kullanarak kendini geliştirebilir. Çevremdekilerin dediğine göre, bilgisayar konusunda bu işin okulunu okuyanlardan bile daha fazla bilgiye sahipmişim!

Sonra bir gün “gazetede köşe yazarlığı yapsam nasıl olur?” dedim ve hemen bizbolulular.com haber portalında yazmaya başladım. Bir süre sonra Yazı İşleri Müdürlüğü’ne kadar yükseldim. Yaklaşık 2 yıl burada hem köşe yazarlığı hem de editörlük yaptım. Sonra Bolu Ekspres Gazetesi’ne geçtim. Şu anda Bolu Olay Gündem Gazetesi ve Bolu Gündem internet gazetesinde haftalık köşe yazıları yazmaya devam ediyorum.

Dedim ya, ben yapım ve eğitimim gereği standart bir adam değilim. Her anlamda sınırları zorlamayı severim. Bolu Ekspres’te çalışırken “Ben bu yazıları görme yetersizliği olanlar için sesli hale getireceğim” dedim. Yazıları sesli hale getirmeye başladık. O gün bugündür yazdığım her köşe yazısı sesli olarak da yayınlanıyor.

Sonra dedim ki: “Bir kitap yazsam nasıl olur?”
Yazdım.
Yetmedi.
“Herkes tarafından daha rahat anlaşılmak için sesli hale de getirelim” dedim. 23 kişilik bir ekiple seslendirdik. Bu da yetmezdi… Bu kitabın her anlamda engelleri aştıracak bir araç olması lazımdı.
Böylece “Hey! Biz de Buradayız” ortaya çıktı. Gelirinin ZİÇEV aracılığıyla zihinsel yetersizliği olan çocukların eğitiminde kullanılması için harekete geçtik ve Türkiye’nin ilk sesli kitabını çıkardık.

Sonra, “ilk kitap şanstı, ikincisini yapamaz” diyenlere inat:

“Peki ya bir kitap daha yazsam?” dedim. Çünkü anlatacak daha çok şey, paylaşacak daha çok duygu vardı.
İşte böylece “Hayatın Kesişme Noktaları” doğdu.
Gerçek bir yaşam öyküsü değil belki ama herkesin kendinden bir parça bulabileceği bir hikâye bu. Çünkü hepimizin yolları bir yerlerde birileriyle kesişiyor ve her kesişme biraz umut, biraz cesaret, biraz da farkındalık getiriyor.

Bu kitapta da yine yalnız değildim. Aralarında tanınmış isimlerin de olduğu 10 kişiyle birlikte seslendirdik.
Yani sadece okumakla yetinmek zorunda değilsiniz, kulak vererek de bu yolculuğa katılabilirsiniz.


Aslında gördüğünüz gibi daha pekte bir şey yapmadım. Çünkü bunlar daha başlangıç.
Bir şeyler öğrenmeye, yazmaya, engelleri anlatarak aşmaya ilk günkü heyecanla devam ediyorum…

Onur Ustaoğlu