KENDİ AİLENİZİ KURUN !

Onur Ustaoğlu Konuşan yazı
Onur Ustaoğlu Konuşan yazılar

Yazıyı Meryem Coşkunca’nın sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…

“Sizin için arkadaşlık ve dostluk ne anlama geliyor?” diye bir soru sorsam, cevabınız ne olur?
Farkındayım, bazılarının hiç düşünmediği bir kavram ve soru olabilir; ancak düşünmek gerekli.

Ben hep şöyle tanımlarım:
Bir insanın arkadaşları ve dostları, aslında kendi seçtiği ailesidir.
Ve çoğu zaman arkadaşlarımız, biz fark etmesek bile bizi korurlar. Zaten böyle olmasa tam anlamıyla arkadaşlık olmaz.

“Onur, günümüzde öyle arkadaşlar nerede?” diye sorabilirsiniz.
Evet, günümüzde maalesef arkadaşlık ve dostluk kavramları değişti, hatta sahteleşti. Ama yine de iyi vakit geçirdiğiniz, güvendiğiniz, sevdiğiniz ve sizin iyiliğinizi isteyen arkadaşlarınız varsa… lütfen değerini bilin. Onları hayatınızda mümkün olduğunca yakın tutun.

Hatta yazıyı falan bırakın, şu anda aklınıza ilk gelen arkadaşınızı arayın. Bir “Ne haber?” deyin.
Günün geri kalanında size iyi gelecektir.

Bazı arkadaşlar da, “Onur ne yapıyorsun, yazıyı boşver dedin, reytingler düşecek!” diye takılacak.
Aslında profesyonel bir gazeteci ve yazar olarak “boş verin yazıyı” dememem gerek; ama benim amacım bu yazılar insanlara bir şerler göstermek ve insanların kendini iyi hissetmesini sağlamak. Eğer bir arkadaşınızı arayıp iki lafın belini kırmak, bir kahve içmek size iyi gelecekse… benim için hiçbir sorun yok. Zaten bizim reytinge de ihtiyacımız yok.

Bu arada profesyonel dünya da ne kadar garip bir hâl aldı.
Sanki insanlar profesyonelleştikçe insan olmayı unutmaya başladı. Tabii ki bir konuda bilgili olmak güzel, ama o konudaki her şeyi sadece “iş” olarak görmek çok yanlış.

Bakın ne demek istediğimi daha net anlatayım:
Bilmiyorum Can Dostum filmini izlediniz mi?
Filmde, zengin, kültürlü ve omurilik felci nedeniyle boynundan aşağısı felçli olan Philippe’in bakıcı arayışı anlatılır. Onlarca profesyonel başvurur; hepsi doğru cümleler kurar ama hepsi Philippe’e acıyan, onu bir “hasta” veya bir “görev” gibi gören bir tavırdadır. Philippe de bu yapaylıktan nefret eder.

Tam o sırada Driss çıkar gelir: Hayatını zar zor idare eden, kurallara pek alışkın olmayan, özgüveni yüksek, dobra bir adam. Philippe’e acımaz, onu normal biri gibi görür; gerektiğinde takılır, gerektiğinde karşısına dikilir.

İşte ikisini birbirine bağlayan tam da budur:
Profesyonellik değil, samimiyet.
Böylece aralarında beklenmedik, gerçek ve iyileştirici bir dostluk başlar.

Bu güzel filmi çok severim; izlemediyseniz mutlaka izleyin.
Aslında ben de Philippe gibi yapardım: En yakınımda, önce beni arkadaş olarak görecek kişiyi seçerdim. Çünkü ne kadar bilgili ve profesyonel olursanız olun, uğraştığınız insan denilen varlığın güvenini ve arkadaşlığını kazanmak her şeyden önce gelir.

Unutmayın, engellenen bireyler kırılacak bir vazo veya nadide bir eşya değildir. Biz de güleriz, şaka yaparız, eğleniriz. Aslında sizden bir farkımız yoktur. Ayrıca şunu da belirtmek isterim: Birinin sizi dinlemesini istiyorsanız, arkadaşlık ve güven çok önemlidir.

Engellenen bireylere de bir mesajım var:
Biliyorum, çoğu zaman kendinizi farklı hissedip sosyal ortamlara katılmak istemiyorsunuz. Ancak bunu yapmayın. Mümkün olduğunca sosyal ortamlarda bulunun, sokağa çıkın, arkadaş edinin; size değişik bakanlara bu dünyada yaşadığınızı gösterin. Başta da dediğim gibi, arkadaşlar aslında insanın kendi seçtiği ailesidir. Siz de seçtiğiniz kişilerden kendinize bir aile oluşturmayı ihmal etmeyin.

Sevgili engellenen birey aileleri de şunu unutmasın: Engellenen arkadaşlarınızı evde, eline telefon veya tablet verip bir köşede sessizce oturmasını sağlayacak şekilde yetiştirmeyin. Mümkün olduğunca dış dünyaya açık şekilde yetiştirmeye çalışın. Arkadaş edinmelerine izin verin, yardımcı olun. Unutmayın: Bir insanın ne kadar arkadaşı varsa, o kadar çevresi vardır; ve çevresi olan bir insan her yönden güçlü olur. Başına ne gelirse gelsin, ne yapacağını ve kimi arayacağını bilir. Ayrıca bazen güvendiğiniz sevdiğiniz bir arkadaşınızın sıcacık bir gülüşü ve bakışı tüm engelleri aşmanıza yardımcı olur…

Yazan Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Meryem Coşkunca  –  Bolçi’nin Katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar…

 

 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*