Yazıyı Özge Nur Dilber’in sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…
Bu yazılarda aslında günlük hayatta hep gördüğünüz ancak çoğu zaman günlük yaşamın koşturmasına kapılıp fark etmediğiniz şeyleri anlatmaya çalışıyorum sizlere. Bu sizin fark etmediğiniz şeyler çoğu zaman ben ve benim gibi engellenen bireylere engel oluyor. Yani fark etmeyerek, bir şey yapmayarak aslında bir bakıma benim gibi insanlara engel olunuyor; sonra da bize engelli denilip geçiliyor. Halbuki dünyada “engelli” diye bir varlık yoktur. Birilerinin yaptığı ya da yapmadığı yüzünden engellenen insanlar vardır.
Bakın insanların nasıl engellendiğini kısa bir haberle anlatayım.
“Ankara’dan Çanakkale’ye gitmek isteyen bir üniversite öğrencisi, bacak ameliyatı sonrası “uçabilir raporu” bulunmasına rağmen hava yolu firması tarafından uçağa kabul edilmedi. Genç, dizini tamamen bükemediği için uçağa bindirilmediğini ve ne biletinin iptal edildiğini ne de değişim yapıldığını belirtti.
Sosyal medyada gözyaşları içinde yaşadığı mağduriyeti anlatan öğrencinin videosu kısa sürede geniş yankı uyandırdı. Olay, engelli veya hareket kısıtlı bireylerin hava yoluyla seyahatlerinde karşılaştıkları ayrımcılığı ve hava yolu firmalarının bu konudaki yetersiz uygulamalarını yeniden gündeme taşıdı.”
Gördünüz mü? Ben haberi görünce, her zaman olduğu gibi biraz araştırdım ve son yıllarda bu tür olayların arttığını veya sosyal medya sayesinde daha görünür hale geldiğini söyleyebilirim. Engellenen bireylere hava yolu taşımacılığında indirim uygulanıyor ama insan ister istemez “bu indirim bu tür olaylara mı yol açıyor?” diye soruyor. Çünkü bildiğim kadarıyla bu indirimi çoğu firma kendi bütçesinden karşılıyor, yani devlet desteğiyle yürüyen bir sistem değil.
Dedim ya biraz araştırma yaptım diye… Hava ulaşımını araştırırken bir de kara ulaşımını araştırayım dedim. Karada, yani şehirler arası taşımacılık yapan otobüslerde durumun daha da vahim olduğunu gördüm. Hiç dikkat ettiniz mi? Mesela benim gibi tekerlekli sandalye kullanıcıları için şehirler arası otobüslere aracımla binip inebileceğim ne bir rampa var ne de ayrılmış bir yer. Otobüse binmeye kalksam ya beni karga tulumba taşıyıp otobüsün içine alacaklar ya da otobüse binemeyeceğim.
Peki yasalarımız bu konuda ne diyor, gelin bakalım.
Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 54. maddesi var. Bu maddeye göre şehirler arası otobüs firmaları, araçlarını engelli ve hareket kısıtlı yolcuların erişimine uygun şekilde düzenlemek zorunda. Ama tekrar soruyorum: Kaç tane otobüs firmasında tekerlekli sandalye için ayrılmış bir yer gördük? Ben hiç görmedim.
Yani otobüs firmalarının büyük bölümü de, denetimi yapması gereken kurumlar da bu konuda sınıfta kalmış durumda. Her zaman yaşanılan gibi, denetim kâğıt üzerinde var ama sahada yok.
Hava yolu tarafında da durum farklı değil. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), engelli veya hareket kısıtlı yolcuların nasıl taşınacağına dair açık kurallar koymuş. Fakat uygulamada firmalar bu kuralları genellikle “emniyet” bahanesiyle esnetiyor.
“Uçağa binemezsin, güvenlik açısından uygun değil” diyerek, yaşanılan olaydaki gibi insanları mağdur ediyorlar.
Bu konularda ne yapılabilir diye düşünürsek aklımıza ilk gelen şey, yetkililerin sahada daha fazla olması ve uygulamaları yasalara göre denetlemesidir. Çünkü kâğıt üzerinde engelsiz ulaşım için her şey yapılmış; engellenen veya hareket kısıtlılığı olan bireylerin toplu taşıma hakkı yasalarda güvence altına alınmış. Ancak yasaları uygulamaya gelince sınıfta kalınmış.
Bakın arkadaşlar, bir kez daha altını çizmek istiyorum: “Dünyada engelli diye bir varlık yoktur. Sizin yaptıklarınız ya da yapmadıklarınız yüzünden engellenen insanlar vardır.” İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 1. maddesi der ki: “Bütün insanlar özgür, onur ve hakları yönünden eşit doğarlar.”
Biz bundan yola çıkarsak, yasaları uygularsak; kara ya da hava fark etmez, ulaşım sektöründeki personele böyle durumlarda ne yapması gerektiğini öğretirsek, onlara gerekli eğitimleri verirsek ve kurallara uymayana ciddi cezalar uygularsak eminim ulaşım sektöründeki birçok engeli ortadan kaldırmış oluruz.
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Özge Nur Dilber – Bolçi’nin katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi / Konuşan Yazılar
Bir yanıt bırakın